Hz.Ibrahim icin su tasiyan Karinca
Tevhidin sembolü Hz. İbrahim Aleyhisselâm, Nemrud'un putlarını baltayla teker teker kırıp yer ile yeksan edince, o azgın kavim:
"Dediler ki: putlarınızın intikamını almak istiyorsanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin." (Enbiya, 68.) ve Nemrud, İbrahim Peygamberin ateşte yakılması emrini verdi. Bunun üzerine putperest halkın çoluğu çocuğu, genci ihtiyarı seferber olup, ne kadar odun, ağaç varsa kesip, büyük bir meydana toplamaya başladılar.
Böylece bu odun hamalları, bir ay odun taşıyıp getirdiler ve dağlar gibi odunları yığdılar. Tam yedi gün yedi gece de bu odunların tutuşturulması sürdü. Öylesine büyük bir ateş yakıldı ki, görenlerin korkudan dudakları uçukladı. Tutuşan odunların alevleri göklere yükseliyor, bu alevler bir günlük mesafeden gözüküyordu. Ateşin şiddet ve dehşetinden vahşi hayvanlar dahi korkup kaçmışlardı.
Nihayet sıra İbrahim Aleyhisselam'ı ateşe atmaya geldi, ama yaklaşabilmek mümkün mü?! Ateş öylesine korkunç, alevler öylesine hararetliydi ki, ne insan yaklaşabiliyor, ne de civarda kuş uçabiliyordu. Şayet uçacak olsa, kebap olup aşağı düşer, biraz yaklaşanda da tüy tüs bırakmaz yakardı.
Bunun üzerine bir mancınık yaptılar. Bu mancınıkla Hz. İbrahim'i o cehennemî ateşe atacak ve çatır çatır yakacaklardı. Yaksınlar da, insanlar Nemrud'un ne kadar güçlü olduğunu anlasın ve bir daha ona karşı gelemesinler. Bundan böyle Hz. İbrahim ve onun yolundan gidecek olanlar bir daha putları kırmaya cesaret edemesinler…
Rivayet edilir ki, bu sırada minicik bir karınca, küçücük ağzına bir damla su alıp, o bulutları yalayan korkunç alevlere doğru koşmaya başlamış. O esnada bir başka karınca ise, onun bu telaşını görmüş ve yanına yanaşıp:
"Böyle koştura, koştura nereye gidiyorsun?" diye sormuş. Ağzında bir damla su taşıyan karınca demiş ki:
"Duydum ki Nemrud, Hz. İbrahim'i yakmak için büyük bir ateş tutuşturmuş.
İşte o ateşi söndürmek için koşuyorum." Tabiî bu cevabı işiten diğer karınca acı acı gülmüş ve arkadaşına:
"Yahu o cehennemi andıran ateşe karşı senin bir damla suyun ne yapabilir ki?" deyince, su taşıyan karınca:
"Olsun! Hiç olmazsa dostluğum belli olsun! Tarafım belli olsun!" demiş.